19 Nisan 2009 Pazar

İbb: 0 Galatasaray : 1

Sivasspor, Beşiktaş'ın puan kaybettiği ve Fenerbahçe'nin kaybettiği bir haftada en azından bu şansızzlığı yıkabilmek açısından, kazanabilmek gerçekten çok önemliydi... Cezalı ve sakatlarımızın çok olduğu bu haftada tam döndü derken Emre Güngör'ü tekrar kaybettik...
Umarım sakatlığı ciddi değildir ve umarım bu sakatlıkta erken oynatılma gibi bir sağlık ekibi hatası yoktur....

Bu durumdaki 3 puana sevinmek en doğrusu, sene sonuna kadar da bu şekilde futbol oynamadan kazanılacak 3 puanlara kimsenin laf edeceğine inanmıyorum çünkü bu takımın şampiyonlar ligine ihtiyacı var.... Kaptanımızın takımımızın başına geldiği gün dediği "Galatasaray'ın nasıl oynaması gerektiğini biliyorum..." deyişini en azından mantalite olarak bize göstermesi gerekmektedir bence...


Bülent Korkmaz'ın kredisini fazla olmadığı bir maçta bu kadar eksiğine rağmen bir ara kendi mevkisi için düşünülen Abdullah Avcı'dan aldığı 3 puan ona çok şey kazandırdı, Semih`i oyuna sürmesi, Lincoln`le olasi problemlerini çözmesi, Nonda`daki istek anlamindaki değişim ve geldiği günden beri ilk defa doğru değişiklikler onun için avantaj hanesine yazılacaklar...

Fakat Barcelona' nın İniesta-Xavi-Keita yla beslediği 4-3-3 ü Ayhan - Barış- Mehmet Topal' la denemesi ve bu yanlışından dönmemesi biraz kafa karıştırdı bende... Galatasaray'ın önünde onca sakat ve cezalıya rağmen çok kolay 4 maç var ve bu haftalarda rakipler çok kolay puan kaybedebilir... Bu haftaları hatasız geçirebilir ve biraz daha kondisyon ve hücumsal anlamda kendimizi ileri götürebilirsek takımımızın şampiyonluk şansı bile olabilir....

Bunun dışında birkaç isme değinmek istoyorum...

De Sanctis, formu takımını tanımasıyla gitgide artiyor... KAlede güven veren isimler kategorisine giriyor gözümde... Özellikle Bebe' nin kafasını kurtarması gerçekten maçın kadar anıydı...

Hakan Balta, kendini bir türlü sol beke atamayan Hakan stoperde harikalar yaratıyor, Popescu`dan beri aradığımız defanstan oyun kuran isim olma yolunda kusursuz bir şekilde ilerliyor...

Lincoln, Adnan Polat'ın zorlaması ve sonunda Bülent Korkmaz' ın da onu kazanmayı denemesine rağmen ya sistemimizin verimsizliğiyle alakalı ya da artık tamamen takımdan kopması sebebiyle kendini oyuna katamayan isim olmuştur... Hele ki sağdan yaklaştığı pozisyonda rakibi geçmesine rağmen o kadar lakayit davranmıştır ki seyircilileri çılgına çevirmiştir...

Shabanı Nonda, benim için maçın en önemli ismi Nonda'ydı... Geçen sene ona tapanların bile gösterdiği form durumundan sonra şikayetçi olduğu bir isimdi... Oynadığı maçlarda kötü-iyi değil ama aşırı derecede isteksiz oynamaktaydı... Bugün ise o kadar istekli başladı ki, bizde bir umut bıraktı... Hep böyle oyna canımı ye...

Ve Semih Kaya... İsmi zaten oynamadan efsane olmuş genç yeteneğimizdi bizim... Ameliyat masasında bile Galatasaray' a olan aşkının hikayesi dillere destandır zaten...Ve sırayla Servet, Meira, Emre ve Emre`yi kaybettikten sonra forma sirasi ona geldi ve bugün kimseyi utandırmadı...
Bebe'nin vurduğu bir kafa topu dışında geri kalan her topu kazandı neredeyse... Hırslı bir oyun yapısı olması çok iyi ve daha yaşının 17 olduğunu düşünürsek, bu sakatliklar belki de bize çok büyük bir yıldız kazandıracaktır...

Yalnız hocamız Bülent'in de dediği gibi pozisyon alma ve de hızlanma konusunda ciddi derecede eksikleri var... Fakat başında türk futbolunun en büyük defanslarından Bülent Korkmaz'ın olması ve düzgün çalışmayla bu eksiklik giderilebilir... Ona güveniyoruz, ondan tek istediğimiz başındaki (Bülent Korkmaz) ve yanındaki isimleri (Emre Aşık, Servet Çetin, Hakan Balta) örnek alması....




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder